ABD Temsilciler Meclisi’ndeki Cumhuriyetçiler, “big, beautiful” (büyük, harika) olarak adlandırdıkları vergi tasarısına, eyaletlerin ve yerel yönetimlerin yapay zekâyı düzenlemesini on yıl boyunca yasaklayacak bir madde ekleyerek teknoloji dünyasını şaşkına çevirdi. Bu ani hamle, eyalet hükümetlerini ve yerel yetkilileri öfkelendirirken, sektördeki gözlemciler de düzenleyici boşluğun boyutuna dikkat çekti.
Söz konusu madde, federal düzeyde henüz kapsamlı bir yapay zekâ düzenlemesi kabul edilmemişken, eyaletlerin kendi kurallarını koymasını da fiilen engelliyor. Meclis çoğunluğunu elinde bulunduran Cumhuriyetçiler, bu adımla teknoloji şirketlerinin parçalı ve düzensiz standartlarla uğraşmak zorunda kalmamasını savunuyor. Ancak eyalet yönetimleri, tüketici haklarından veri gizliliğine kadar kritik alanlarda acil önlemler alma yetkisinden mahrum kalacaklarını öne sürüyor.
Teknoloji sektörüne yakın uzmanlar, bu yasağın, milyonlarca kullanıcıya hizmet veren yapay zekâ sistemlerindeki potansiyel risklerin yerel düzeyde denetlenememesine yol açacağı konusunda uyarıyor. Siber güvenlik, algoritmik ayrımcılık ve otonom sistemlerin sorumluluk sorunu gibi meseleler, federal düzenleme netleşene dek tam bir muamma olarak kalabilir. ABD’nin farklı bölgelerindeki sosyal ve ekonomik koşullar gözetilmeden tek tip bir düzenleme zorunluluğu, yerel ihtiyaçları göz ardı edebilir.
Eyalet hükümetleri, kendi yargı bölgelerinde tüketici koruma ve veri güvenliği yasalarını güçlendirmek isterken, yeni madde bu çabaları ketliyor. Örneğin Kaliforniya’nın Gizlilik Hakları Yasası (CCPA) gibi yürürlükteki düzenlemeler, yapay zekâ destekli uygulamaların veri kullanımını denetlemeyi amaçlarken, on yıllık yasak, benzer adımların önünü kapatacak.
Uzmanlar, on yıl sonra teknoloji çok daha gelişmiş hale geldiğinde, eyaletlerin hâlâ regülasyon eksikliğiyle mücadele edeceğini belirtiyor. Ayrıca, merkeziyetçi yaklaşımın Federal Hükümet’in düzenleme kapasitesini nasıl etkileyeceği de merak konusu. Çeşitli temsilciler, nihai yasanın Meclis’ten Senato’ya geçişi ve başkanlık onay sürecinde kapsamlı değişikliklere uğrayabileceğini dile getiriyor.
Bu gelişme, yapay zekâ etiği, sosyal sorumluluk ve devletlerin regülasyon hakkı gibi temel konularda yeni tartışmalar başlatacak gibi görünüyor. Yakın gelecekte, yapay zekâyı şekillendirecek kuralların kim tarafından ve nasıl belirleneceği meselesi, ABD’deki güç dengeleri açısından da kritik bir sınav olarak öne çıkacak.
Bir yanıt yazın