Google’ın Yapay Zeka Destekli Arama Politikası: Yayıncılar İçin Zorunlu Katılım ve Güç Mücadeleleri

Google’ın dahili bir belgesine göre, arama motoru devi web sitelerine yapay zeka destekli arama özelliklerinde yer alabilmek için içeriklerini kullanma konusunda neredeyse hiçbir tercih şansı tanımadı. Belge, Google’ın yayıncılara ya içeriklerini yapay zeka modellerini eğitmede kullanmalarına izin vereceklerini ya da yakın gelecekte Google’ın en önemli arama sonuçları akışından dışlanacaklarını ima eden bir yaklaşım benimsediğini ortaya koyuyor. Yayıncılar için “zorunlu katılım” niteliği taşıyan bu pratik, içerik dünyasında uzun süredir süregelen lisans ve telif mücadelelerine yeni bir boyut ekmiş oldu.

Şirket, belgede yer alan ifadelere göre “web yayıncılarını AI aramaya katılmaya zorlamak” noktasında çizdiği kırmızı çizgiyi sık sık vurgulasa da, gerçekte bu çizgiyi aşan bir baskı politikası izledi. Google’ın açıklamalarında sitelere tanıdığı “özgür tercih hakkı” vurgusu, yayıncılar açısından pek de ikna edici bulunmadı. Zira pek çok haber ajansı, blog ve bağımsız içerik üreticisi; trafik kayıplarını göze almamak, yapay zeka destekli özet ve cevap modüllerinde adlarının anılmaya devam etmesi için Google’ın koşullarını kabul etmek zorunda hissetti.

Özellikle küçük ölçekli yayıncılar, Google’ın arama sonuçlarında yapay zekânın ürettiği snippet, kısa özet ve doğrudan yanıt kutuları gibi yeni formatlarına entegre olabilmek için içeriklerinin ham metin halinde kullanılması talebine direnç gösteremedi. Çünkü kullanıcılar, Google’ın “yeni arama deneyimi”ni benimsedikçe, geleneksel bağlantı tıklama oranları belirgin şekilde düşmeye başladı. Yayıncılar, bu durumu “Zorunlu izin verme” süreci olarak tanımlıyor; adeta bir seçim değil, hayatta kalma meselesi haline dönüşen mecburi bir onay süreci.

Bu gelişme, dev teknoloji şirketlerinin içerik üreticileriyle güç dengelerini nasıl yeniden şekillendirdiğine dair önemli bir örnek teşkil ediyor. Daha önce müzik, kitap ve haber sektörü, benzer lisans anlaşmazlıklarıyla karşılaşmıştı. Yapay zekâ çağında ise veri kaynağı ihtiyacı, telif hakları ve adil kullanım (fair use) kavramlarını yeniden tartışmaya açtı. Uzmanlar, bu tür dayatmacı politikaların uzun vadede dijital ekosistemde çeşitliliği daraltabileceği ve küçük yayıncıların sesini kısabileceği konusunda uyarılarda bulunuyor.

Öte yandan Google, eleştirilere karşı, içerik sahiplerinin rıza gösterme pratiklerini iyileirdiğini ve daha şeffaf bir politika benimsediğini savunuyor. Ne var ki, rekabet otoriteleri ve düzenleyici kurumlar halihazırda bu uygulamaları mercek altına aldı. Avrupa Birliği’nin Telif Hakları Direktifi ve ABD’deki antitröst soruşturmaları, Google’ın AI arama stratejisinin geleceğini belirlemede kritik rol oynayacak. Yapay zekâ destekli aramada güç dengeleri nasıl evrilecek, yayıncılar ve teknoloji devleri arasındaki pazarlık masasında hangi yeni dengeler kurulacak, önümüzdeki dönemde daha net bir şekilde ortaya çıkacak.

https://assets.bwbx.io/images/users/iqjWHBFdfxIU/iB1TZpi43Wgc/v1/1200×800.jpg

Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir